Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün:
”Belge ile enerji verimliliğine sahip elektrik motorların, klimaların, buzdolaplarının, ısı pompalarının ve benzeri ürünlerin kullanımının özendirilmesine ve yaygınlaştırılmasına yönelik çalışmalar yürütülecek”

”Sensör, mikrodalga tüp ve özel yarı iletkenler gibi stratejik bileşenlerin ülkemizde üretilmesi ve Ar-Ge çalışmaları teşvik edilecektir. Bu konuda, kamu kurumlarının aydınlatılmasında led aydınlatmaların zorunlu hale getirilmesi gibi çalışmalar yapacağız.”

”Ülkemizdeki klimalar, hava sensörlü olsa, yıllık 700 milyon liraya yakın bir tasarruf sağlamak mümkün olacak. Son 5 yıllık klima üretimini düşündüğümüzde, sağlanacak elektrik tasarrufu, Atatürk Barajı”nın yüzde 30”una ulaşabilirdi. Biz bu konuda, TSE bünyesinde bir test merkezi oluşturmayı planlıyoruz”

”2016 yılına kadar aşamalı olarak zorunlu hale getirilecek az elektrik tüketen klimaların üretimi ile birlikte Türkiye”de klimaların tükettiği elektriğin yüzde 25 azalacağını öngörmekteyiz”

”(Tüketiciler) Müşteri sadakati var diye senin demode ürününü kullanmak zorunda değil. Hem yenilik hem de müşteri sadakatini bir araya getiren firmalar, daha büyük avantaj elde etmiş olacaklar”
”Son teşvik sistemiyle, bu tür alanlarda yapılacak nitelikli yatırımlar için çok önemli teşvikler hazırladık”
”(OSB”de kurulan özel meslek liseleri)Okullarda yapılan harcamanın 1,5 katı kadar öğrenci başına destek veren Kanun çıkarmıştık. Şimdi onun uygulama yönetmelikleri de çıkarıldı, bütün sektörler bu ihtiyaçlarını karşılayacak eğitim mekanizmalarını da kurmaya odaklanabilsin diye”
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, Türkiye Elektrik Elektronik Sektöru Strateji Belgesi ile enerji verimliliğine sahip elektrik motorların, klimaların, buzdolaplarının, ısı pompalarının ve benzeri ürünlerin kullanımının özendirilmesine ve yaygınlaştırılmasına yönelik çalışmalar yürütüleceğini belirterek, ”Sensör, mikrodalga tüp ve özel yarı iletkenler gibi stratejik bileşenlerin ülkemizde üretilmesi ve Ar-Ge çalışmaları teşvik edilecektir. Bu konuda, kamu kurumlarının aydınlatılmasında led aydınlatmaların zorunlu hale getirilmesi gibi çalışmalar yapacağız” dedi.
Ergün, ”Türkiye Elektrik ve Elektronik Sektörü Strateji Belgesi ve Eylem Planı”nı tanıtım toplantısında yaptığı konuşmada, Elektrik-elektronik stratejisinin vizyonunun, bu sektörde Türkiye”yi Ar-Ge ve üretim üssü haline getirmek olduğunu belirterek, ”2016 sonuna kadar uygulanacak bu stratejideki temel amacımız, ana ürün ve temel bileşenlerin ülkemizde tasarlanması, geliştirilmesi ve üretilmesidir. Yenilememiz gereken unsurlar olduğunda mekanizma çalışacak ve gereken yenilikleri yapacak” diye konuştu.
Sektörle ilgili birinci hedefin, her sektörde olduğu gibi hukuki ve idari bir engel olmamasını sağlamak olduğunu ifade eden Ergün, şunları söyledi:
”Öyle hukuki, idari düzenlemeler var ki kimsenin ilerlemesi mümkün değil. O duvarları kaldırmamız lazım. Çalışmalar sırasında belki yeni engeller de tespit edeceğiz. Eylemler çerçevesinde; yenilenebilir kaynaklara yönelik enerji tesisi kurulması, bu alandaki Ar-Ge çalışmaları ve malzemelerin üretiminin teşvik edilmesi için çalışmalar yapılacaktır. Mesela, güneş enerjisinin kullanımına dair bir takım engeller var. EPDK belli limitler koymuş. Şu kadar kilovatsaatten fazla üretim izni vermem. ”Şebekeye satmayacağım, kendim kullanacağım, senin söylediğin kilovattan fazla üreteceğim” dese buna hukuki düzenlemeler izin vermiyor. Mutlaka bu değişmesi lazım ki ilerleyebilelim. O engelleri bu belge çerçevesinde kaldırmamız lazım. Gümrük denetim süreci gözden geçirilerek, mevzuat kolaylaştırılacaktır. Bazı ürünlerin ihracatı ve teknoloji transferindeki engeller kaldırılacak.”

”Enerji verimliliğine sahip ürünlerin kullanımı yaygınlaştırılacak”

Ergün, Bakanlığın ve TÜBİTAK bünyesinde sağlanan Ar-Ge desteklerinin artırılacağını ve prosedürlerin kolaylaştırılacağını belirterek, şunları kaydetti:
”Yazılım sektörünün rekabet gücünün artırılmasına yönelik çalışmalar yürütülecektir. Bu konuda özellikle Bilişim Vadisi”nin faaliyete geçmesi bir dönüm noktası olacaktır. Bir başka eylemle enerji verimliliğine sahip elektrik motorları, klimalar, buzdolapları, ısı pompaları ve benzeri ürünlerin kullanımının özendirilmesine ve yaygınlaştırılmasına yönelik çalışmalar yürütülecektir. Ar-Ge yapılmış, enerji verimliliği sağlanmış, ama insanlar eski motorlarla çalışmaya devam ediyor. Ülkemizde son yıllarda klima ve buna bağlı olarak enerji kullanımı ciddi şekilde artıyor ve hatta bazı bölgelerde buna bağlı olarak elektrik kesintileri yaşanabiliyor.
Bugün ülkemizdeki klimalar, hava sensörlü olsa, yıllık 700 milyon liraya yakın bir tasarruf sağlamak mümkün olacak. Son 5 yıllık klima üretimini düşündüğümüzde, sağlanacak elektrik tasarrufu, Atatürk Barajı”nın yüzde 30”una ulaşabilirdi. Biz bu konuda, TSE bünyesinde bir test merkezi oluşturmayı planlıyoruz. Bu düzenlemeler neticesinde 2016 yılına kadar aşamalı olarak zorunlu hale getirilecek az elektrik tüketen klimaların üretimi ile birlikte Türkiye”de klimaların tükettiği elektriğin yüzde 25 azalacağını öngörmekteyiz. Yine bu eylemle birlikte, sanayide kullanılan elektriğin yüzde 60”ını tüketen elektrikli motorların daha tasarruflu modellerle değiştirilmesini amaçlıyoruz. Bu eylemlerimiz ileride ses getirecektir.”

”Enerji konusunda önemli kararlar alınacağını göreceğiz”

Bakan Ergün, gelecek süreçte en büyük zenginlik kaynaklarından birisi, belki de birincisinin enerji tasarrufu olduğunu belirterek, ”Hepimiz enerji tüketimindeki tasarrufa odaklanmış durumdayız ve bu iyi bir gelişme. Ancak artık merceklerimizi biraz da elektrik üreten ve dağıtan şirketlerin verimliliği noktasına çevirmemiz gerekiyor. Bakanlık olarak, önümüzdeki süreçte, bu konuyla ilgili çalışmalar yapmayı da planlıyoruz. 6 ayda bir Bilim Teknoloji Yüksek Kurulu toplanmaktadır. Önümüzde tek bir konu var; enerji. Burada önemli kararların alınacağını göreceğiz” diye konuştu.
Bu belgedeki ikinci hedefin sektörün Ar-Ge, inovasyon ve markalaşma becerisini geliştirmek olduğunu ifade eden Ergün, şunları söyledi:
”Sektör için büyük önem arz eden Krom Nikel paslanmaz çelik saç, silisyumlu çelik, süper alaşımlar gibi ara ürünlerin ülkemizde üretimine yönelik çalışmalar yapılacaktır. Madenlerden sanayide kullanılacak yeni malzemeler üretilmesi konusundaki yerimiz, madenlerimiz kadar iyi değil. Birçok madeni rafinaj işlemlerin yapıldığı yerlere gönderiyoruz. Sonra aynı ürünü bir malzeme olarak geri alıyoruz. Donanım ve yazılımda yerli ürünlerin teşvik edilmesine yönelik faaliyetler yürütülecektir. Mesela FATİH projesini bu kapsamda değerlendirmek gerekmektedir. Türkiye”de sadece eğitimin içeriğini değiştiren bir proje değil. Sektörü derinden etkileyecek olan bir projedir. Akıllı elektrik enerji şebekeleri, bunların yazılımları ve bu şebekelerde kullanılan teçhizat ile ölçme, izleme, koruma ve kontrol amaçlı kullanılan akıllı elektronik cihazların tasarımı, üretimi ve Ar-Ge çalışmaları desteklenecektir.
Bakanlık olarak, mayıs ayında bu önemli konuda düzenlenecek uluslararası bir kongreye de ev sahipliği yapacağız. Sensör, mikrodalga tüp ve özel yarıiletkenler gibi stratejik bileşenlerin ülkemizde üretilmesi ve Ar-Ge çalışmaları teşvik edilecektir.
Mesela ülkemizde kompakt lamba üretimine henüz başlamadık. Ancak artık kompakt lamba üretimini atlamamız ve elektrik tüketimini düşüren LED aydınlatma konusunda yatırımlar çekmemiz daha rasyonel olacaktır. Bu konuda, kamu kurumlarının aydınlatılmasında led aydınlatmaların zorunlu hale getirilmesi gibi çalışmalar yapacağız.”
Bakan Ergün, üçüncü hedefin, ”Altyapıyı ve İnsan Kaynaklarını Geliştirmek” başlığı altında; OSB”lerde ve sanayide kullanılan elektrik enerjisinin kesintisiz ve kaliteli olarak sağlanabilmesi için gerekli altyapı tamamlanacağını ifade ederek, ”Orta kademe nitelikli eleman eksikliğinin giderilmesi için ulusal meslek standartları ve eğitim programları devreye alınacaktır. Kümeleşmenin olduğu yörelerde, mesleki ve teknik öğretim veren okulların açılması sağlanacaktır” dedi.
OSB”lerde kurulan özel meslek liselerinin desteklendiğini anımsatan Ergün, şunları kaydetti:
”Dördüncü hedefimiz olan ”Pazarlama, Dış Ticaret ve Finansal Araçları Geliştirmek” başlığı altında ise, sektörde faaliyet gösteren KOBİ niteliğindeki kuruluşlara yönelik kredi finansman imkanları geliştirilecektir. Dış pazarlara, özellikle de komşu ülkelere yapılacak olan ihracatı kolaylaştıracak ve teşvik edecek önlemler alınacaktır. İhracatta riskli pazarlarla ilgili önlemler üzerinde çalışacağız. Riskli pazarlarda güçlü şekilde yer alması için sigortalanması, risklerin paylaşılması gerekiyor. Bu eylemler, üretimde yerli girdi oranını artıracak, katma değeri yüksek ürünlerin ağırlıklı olarak yerli üretimden karşılanmasını sağlayacak ve dış ticaret dengemizi olumlu yönde geliştirecek eylemlerdir.”

”Küresel çapta marka bu sektörden çıkabilir”

Ergün, 2023 yılında küresel çapta en az 10 marka oluşturulacağının ve 500 milyar dolar ihracat yapılacağının hedeflendiğini anımsatarak, şunları kaydetti:
”Ben bu markalardan birkaç tanesinin elektrik-elektronik sektöründen çıkması için çok büyük imkan var. 10 markanın 2-3 tanesini bu sektörden çıkarabileceğimizi düşünüyorum. Markalaşma politikalarımızı gözden geçirmeye ihtiyacımız var. Turquality ile markalaşmanın sağlanabileceğini düşünmek eksik bir düşüncedir. Yine sektörün 2023 yılında 45 milyar dolar ihracat yapmasını hedefliyoruz. Bugün açıkladığımız strateji belgesindeki eylemler, bu hedefler için gerekli altyapıyı oluşturacaktır. Biz, bu önemli sektörü geliştirmek adına çalışmalarımızı kararlılıkla sürdüreceğiz. Elektrik ve Elektronik Sektörü Strateji Belgesi”nin başarıya ulaşması için elimizden gelen her türlü çabayı göstereceğiz. Belgenin hazırlık aşamasında olduğu gibi, uygulama aşamasında da sektörle işbirliğimizi sürdüreceğiz.”
”Mikro düzeydeki çalışmaları da derinleştirmek gerekiyor”
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, tüketicilerin müşteri sadakati var diye demode ürünleri kullanmak zorunda olmadığını belirterek, ”Hem yenilik hem de müşteri sadakatini bir araya getiren firmalar, daha büyük avantaj elde etmiş olacaklar” dedi.
Ergün, 2011 yılında Sanayi Strateji Belgesini uygulamaya başladıktan sonra sektörel stratejileri de birer birer uygulamaya alındığını belirterek, makine, otomotiv, kimya, demir-çelik ve seramik stratejilerinden sonra bugün de elektrik-elektronik stratejisini kamuoyuyla paylaşmaktan mutluluk duyduklarını kaydetti.
Türkiye”de artık makroekonomik dengelerin sağlam bir şekilde yerine oturduğu bir dönem yaşandığını ifade eden Ergün, şunları söyledi:
”Mikro düzeydeki çalışmaları da derinleştirmek gerekiyor. Türkiye bugün, ekonomik alanda gerçekleşebilecek her türlü gelişmeyi fırsata çevirebilecek enstrümanlara sahiptir. Bizim bundan sonraki süreçte yapmamız gereken temel iş, sektör ve hatta firma bazında, üretimde kaliteyi, katma değeri ve rekabet gücünü artırmaktır. Türkiye”nin hedefi, 2023 yılında dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olmaktır. Enflasyon, faiz oranları, bütçe açıkları alıp başını gitseydi ne olacaktı- Makro dengeleri kurduysak bunun bize faydası olması lazım. Strateji belgesi hazırlamak demek, kendinizi bağlamak demek. Uzun vadeli bakıp hedef koyabiliyoruz. Makro dengelerin kurulmasından sonra hedef belirlemek, bir yol haritası oluşturabilmek son derece önemlidir. Bu belgeler dinamik belgelerdir. Bu ekonomik hedefe, dinamik, rekabetçi ve yenilikçi bir reel sektör eliyle ulaşması mümkündür.”
Ergün, işte son iki yıldır uygulamaya başlanan strateji belgeleri, gelecekteki kritik süreci en iyi şekilde yönetmenin formüllerini içerdiğini anlatarak, ”Günümüzdeki teknolojik yenilikler, büyük oranda elektronik ve yazılım sektöründeki gelişmelere dayanmaktadır. Bütün elektronik aletler bu yüzden değişti. Oturduğun yerden kamu hizmeti, banka hizmeti alabiliyorsun” diye konuştu.

”Elektronik sistem, sinir sistemi gibi”

Bakan Ergün, sektörlerin insan vücudu gibi düşünülebileceğini belirterek, ”Elektronik sistem bir sinir sistemi gibi. O sinir sistemi parmaklarımı oynatıyor. Onun arkasında beyin, onun da arkasında yazılım yani akıl var. Yazılım sektörü aslında insanın aklıdır. Bütün bunların olabilmesi için de elektriğe ihtiyaç var. O da ruhtur” dedi.
Elektrik elektronik sektörünün insanın aklının ve beyninin ele alındığı bir konu olduğunu ifade eden Ergün, şunları kaydetti:
”Bu sektörlerde yakaladığınız seviye, diğer bütün sektörlerdeki başarınızı da tayin etmektedir. Bugün otomotivde, makinede, tıbbi cihazda, aklınıza gelebilecek her sektörde, bu sektörlerin çıktılarını kullanmaktadır. Sektör, sanayi toplumundan bilgi toplumuna geçiş sürecinde de hayati rol oynuyor. Teknoloji yoğun bu sektörde üretilen ürünlerin önemli bir kısmının sadece birkaç yıllık ömrü oluyor. Mesela hemen hepimiz birkaç yıl içinde cep telefonumuzu yenileme ihtiyacı hissediyoruz. Bu dinamik yapı, müşteri sadakatini oluşturan firmalar için bir avantaj olduğu gibi firmaları, kendilerini sürekli yenilemek durumunda bırakıyor. Müşteri sadakati var diye senin demode ürününü kullanmak zorunda değil. Hem yenilik hem de müşteri sadakatini bir araya getiren firmalar, daha büyük avantaj elde etmiş olacaklar. Bu nedenle, dünyadaki firmalar cirolarının yüzde 2”sini Ar-Ge için ayırıyorlar.”

”Kaçırdığımız trendleri yakalayabiliriz”

Türkiye”de 1960”lı yıllardan itibaren, birçok sektör gibi elektrik ve elektronik sektörünün de montaj sanayisinin gelişmesine paralel olarak yükselişe geçtiğini anımsatan Ergün, sözlerini şöyle sürdürdü:
”Bugün elektrik ve elektronik sektörü zaman içinde ihracatını sürekli artırmış, 2011 yılındaki 135 milyar dolarlık ihracatımızın 12 milyar dolarını gerçekleştirmiştir. Ancak montaja dayalı üretim, sektörün güçlenmesini sağlamakla birlikte, potansiyelinin altında kalmasına neden olmuştur. Mesela 1990”lı yıllarda, cep telefonu veya plazma ekran üretimi gibi kritik alanlardaki yatırımlara ev sahipliği yapabilirdik. Bazı konularda geri kaldığımızı kabul etmemiz lazım. Cep telefonu alanında atak yapamadık. Nokia”nın CEO”suyla konuştuğumuzda ”ben sizin geçilebileceğinizi düşünmüyordum” dedim. O da ”Ne yazık ki biz de sizin gibi düşünüyorduk” dedi. Her an herkes herkesi geçebilir. Bu alan herkese bu fırsatı veriyor. Yeter ki trendleri kaçırmayın. Kaçırdığımız trendleri yakalayabiliriz. Siz de başkalarının ummadığı bir şekilde geçebilirsiniz.”

”Nitelikli yatırımlar için önemli teşvikler hazırladık”

Bakan Ergün, Türkiye”nin Avrupa”nın en önemli beyaz eşya üreticilerinden biri olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
”Dünyanın her yerine televizyon ihraç ediyoruz. Ancak bu televizyonlarda en fazla katma değer oluşturan parça olan ekranı ithal ediyoruz. Aynı şekilde, yazılım sektöründe de özellikle 1990”lı yıllarda patlayan o elverişli dönemi kaçırdık. Yağarken kabınız ters ise ne yağarsa yağsın, kabınızı düz çevirmeniz lazım. Bugün artık geçmişe takılmaya gerek yok. Önemli olan geçmişten ders almak, önümüze çıkacak yeni fırsatları iyi değerlendirmektir. Biz son teşvik sistemiyle, bu tür alanlarda yapılacak nitelikli yatırımlar için çok önemli teşvikler hazırladık. Yine Bakanlığımızın Ar-Ge desteklerine baktığımızda özellikle gençlerimizin bu sektörde önemli işler yaptıklarını görüyoruz. Mesela teknogirişim sermayesi desteğinden yararlanan arkadaşlarımızın ve teknoparklarda kurulan firmalarımızın yarıdan fazlası yazılım ve elektronik sektöründe çalışıyor.”
OSB”de kurulan özel meslek liselerinin ciddi bir şekilde desteklendiğini de belirten Nihat Ergün, şunları aktardı:
”Çünkü mesleki eğitim konusu biraz ihmale uğramış bir konuydu, şimdi yeniden hızlandı. Sadece devletin meslek liselerinde değil, OSB”de sektörel olarak kurulan meslek liselerinde de devlet desteği gündeme geliyor. Yönetimi, öğretmenleri, müfredatı sizde. MEB, öğrenci başına 5 bin lira destek veriyor. Kendi okullarında yapmış olduğu harcamanın 1,5 katı kadar öğrenci başına destek veren Kanun çıkarmıştık. Şimdi onun uygulama yönetmelikleri de çıkarıldı, bütün sektörler bu ihtiyaçlarını karşılayacak eğitim mekanizmalarını da kurmaya odaklanabilsin diye.”

Elektrik ve Elektronik Sektörü Strateji Belgesi’ne aşağıdaki link den ulaşabilirsiniz.

http://www.sanayi.gov.tr/Files/Documents/elektrik-ve-elektronik-yp-16012013113219.pdf